Geçtiğimiz gün, Marriot Otel'de düzenlenen TFF Mali Kurulu
toplantısı, bugünlerde çok güldüğüm, dünyanın en kısa fıkrasına sahne oldu.
Toplantıda söz alan
İbrahim Hacıosmanoğlu, TFF Yönetimine verdi veriştirdi. Şike skandalının hasır
altı edilmesinden, Anadolu takımlarının Avrupa platformunda aldığı cezalardan
ve haklarının yendiğinden dem vuran Hacıosmanoğlu, başbakanı kastederek,
"Herkesi Beyefendi korkusu sarıyor. Simsarlar çok var. 'Beyefendi böyle
istiyor' deniyor. Sayın Başbakan, bizzat bana 'Bu işlerin içinde yokum' dedi.
'Beyefendi böyle istiyor' diye kimseye baskı yapılmasın. Başbakan'a
ulaşamıyorlarsa, bana söyleyin ben ileteyim. TFF Başkan Vekili Servet Yardımcı,
bizi Başbakan'a şikâyet ediyor. Acaba Kemal Kılıçdaroğlu'na da, Devlet
Bahçeli'ye de şikâyet ettiniz mi?'
Bu açıklamalar üzerine kürsüye çıkan Yıldırım Demirören, şu
ifadeleri kullandı:
''Biz bir aileyiz. Birimizin canı acırsa, hepimizin canı acır.
Önümüzdeki sene zaten seçim var. Eğer memnunsanız desteklersiniz. Türkiye kadar
demokratik bir ülke yok. Her kulübümüzün arkasındayız. Yönetim kurulumuzda
Trabzonspor'dan iki arkadaşımız var. Türk futbolu için mücadele etmek
zorundayız. Beyefendiye herkes ulaşır, kulüp başkanları da ulaşır, bekçi de
ulaşır. Beyefendi böyle bir adamdır. Sonuna kadar arkasındayız"
Özerk (!) olan federasyonumuzun başkanı, konuşmasında
ülkemizin ne kadar demokratik olduğundan bahsettikten hemen sonra 'beyefendi'ye
herkesin ulaşabileceğini, bir spor branşının mali kurul toplantısında
belirtiyor, ona desteğinin sonsuz olduğunu ağız dolusu söylüyor.
Gerçekten,
Türkiye'den demokratik bir ülke yok, o kadar demokratik bir ülke ki, her
platformda başınızdaki diktatöre methiyeler dizebiliyorsunuz, bir spor
platformunda bile..