5 Şubat 2013 Salı
İyi ki Doğdun Ciga !
5 Şubat 1965 sadece Hagi ailesi için değil, bir ülke futbolu için bir dönüm noktası oldu. 1996 yılında, yoğun tartışmalar arasında geldiği Galatasaray'da Şampiyonlar Ligi Kupası (Kupa Galiplerini saymazsak) hariç kazanabileceği her şeyi kazandı, bunu yaparken de bir nesli kendine hayran bıraktı..
Kendisine 17 Mayıs 2000 gecesi yaklaşık yarım saatliğine darılmıştım. Nefessiz bir biçimde Arsenal'e karşı oynana finali, kanepenin tepesinde izliyordum. O zaman için inanılmaz lüks olan, Microsoft Windows 3.1 işletim sistemi olan bilgisayarımın kapağında Ciga vardı. Maç sonuna doğru Ciga bir pozisyonda Tony Adams ile kapıştı, oyundan atıldı. O an gidip bilgisayardaki duvar kağıdını kaldırdım. 'Yapma bunu !' dedim gözlerim dolu doluyken. 'Sen zaten efsane oldun, şu kupa finalinde de takıma liderlik ederek noktalamalısın bu turnuvayı, ne gerek vardı buna şimdi ?!'
Takım arkadaşları Ciga'ya yardımcı oldu, 10 kişi de olsa uzatmaları 0-0 geçtiler ve penaltı atışlarıyla ülke futbolunun kazandığı en büyük başarıya ulaştılar. Ben de gene gözler dolu bir biçimde sokağa attım kendimi, henüz 15 yaşından 5 ay almışken..
Duvar kağıdı yine Ciga'ya dönüştü, ufak dargınlık kısa sürdü. 60'larda doğmuş, annemden sonra en çok sevdiğim insana bir kırmızı kartla küsemezdim zaten, hele ki 5 yıl boyunca her an yüzümü güldürmüş bir futbol sihirbazıysa bu adam.. Hagi'yse, hem de Galatasaraylı Hagi'yse.. 'Başka büyük yok kardeşim, en büyük Galatasaray' diyen adamsa, kırık Türkçe'siyle..
İyi ki doğdun Ciga, iyi ki bu topraklara geldin ve iyi ki Galatasaraylı oldun..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hagi gerilir gerilir ve vurur, öndeki sıra hafif zıplar ama nafile, top döne döne sağa gider gibi sola gider ve kalenin üst köşesine uçar. Duran top eşittir gol. Te iubesc hagi.
YanıtlaSil