Geçtiğimiz hafta ajanslara düşen 2 açıklama gerçekten dikkatimi çekti. İki açıklamanın da ortak noktası, açıklamayı yapan futbol adamlarının hedefleri ile ilgili ipuçları vermesiydi. Gelin önce bu açıklamalara bir göz atalım..
...
Fenerbahçe ile teknik direktör olarak sözleşme imzalayan Aykut Kocaman, imza töreninde yaptığı açıklamada, 'Fenerbahçe beni kovmadığı sürece görevimin başında olacağım' dedi.
Açıklama, ülkemizin yetiştirdiği genç ve başarılı teknik direktörlerinin birinden geliyor. Aykut hoca, gerek İstanbulspor'da gerekse Ankaraspor'da oynattığı pasa dayalı göze hoş gelen futbolla ülke futbolunun geleceğine damgasını vurabilecek hocalarımızdan biri. Fakat şu açıklamadan anlaşılıyor ki, hedeflerinin arasında en yüksek nokta olarak Fenerbahçe teknik direktörlüğünü görmekte. Tabi ki ülkemizde geçerli olan 'bizim çocuktur, bir yere gidemez' mantığının bir sonucudur bu, ancak Aykut Hoca'nın, kendi kariyerini bu kadar minimalize etmesi, gerçekten inanılacak gibi değil. Tarafımdan beklenen açıklama belki de şöyle olmalıydı;
' Hayalim olan göreve geldiğim için çok mutluyum. Fenerbahçe forması altında uluslararası başarılar kazandıktan, kupalar kazandırdıktan sonra bir Fenerbahçeli olarak camiamı ve ülkemi dünyanın büyük liglerinde temsil etmek, kişisel kariyer hedefimdir. '
Bu açıklama ya da bu hedefler, ülkemiz standartları için zor gözükse de, imkansız değil. Zira Aykut Hoca, Fenerbahçe ile bir Avrupa Kupası kazandığı takdirde, Avrupa'nın büyük kulüplerinin gözdesi olabilir. Mesela 2014-2015 sezonunda Fenerbahçe'nin Aykut Hoca yönetiminde Avrupa Ligi'ni kazandığını düşünün. Kendisine, bu başarıdan sonra talip olacak İspanyol, İtalyan yada İngiliz takımlara da aynı açıklamayı mı yapacak ?
' Evet, belki Avrupa Kupası'nı kazandık, ancak Fenerbahçe beni kovmadan Chelsea ile anlaşamam.. '
...
Bir diğer açıklama da eski Beşiktaşlı, yeni Eskişehirspor'lu, olayların adamı Batuhan Karadeniz'den geldi. 13 Temmuz'da NTV Spor'a yaptığı açıklamada şunları belirtti genç golcü:
' Beşiktaş ile Eskişehirspor arasında maddi güç haricinde bir fark yok. Burada kendimi çok iyi hissediyorum. Öyle çok büyük hedeflerim yok, Eskişehirspor'un kaptanı ve sembol oyuncusu olarak jübilemi burada yapmak istiyorum. '
Aykut Hoca örneğinin yanında, Batuhan örneği pek uymamış olabilir, zira Batuhan'ın hocalarının bile kendisinin ne denli davranış bozukluklara sahip olduğunu açıklamaları bile kendisinin ruh halini özetliyor. Ancak altı çizilmesi gereken birkaç nokta var bence.
İlk gariplik, Batuhan'ın , alt yapısından yetiştiği camia hakkında halen açıklamalar yapıyor olması. Bir diğer gariplik ise, 91 doğumlu bir oyuncunun, henüz 19 yaşındayken jübilesinden bahsediyor olması. Son ve en büyük gariplik ise, önümüzdeki 10 yılda Türk Milli Takımı'nın en büyük forvet oyuncusu olma ihtimali olan bir oyuncunun hedefini, Eskişehirspor'da futbolu bırakmak olarak göstermesi. Açıklamanın anormal olmayanı şöyle olabilirdi ;
'Eskişehirspor gibi büyük bir camiaya layık olmaya çalışacağım. Burada kendimi gösterip, ekibimle büyük başarılar kazanıp, Milli Takımın değişmezlerinden olmak hedeflerim arasında. Bu noktadan sonra da Dünya Futbolu'nda tanınır bir figür olmak ve Türk Futbolu'nu Avrupa'da temsil etmek, kariyer hedeflerim arasında..'
...
Bu tarz açıklamalar, insanı gerçekten karamsarlığa itiyor. Sanırım daha uzun yıllar, Thomas Müller, David Silva, Khedira gibi genç yıldızları, uluslararası arenada televizyondan seyredeceğiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder