26 Ağustos 2010 Perşembe
Kollektif Yaratıcılık
Geçtiğimiz hafta sonu oynanan ve Arsenal'in 6 - 0 kazandığı Blackpool maçının ardından, soyunma odasına giderken mikrofon uzatılan Arsene Wenger'in galibiyeti yorumlarken söylediği bir söz benim de dikkatimi çekti. ''Collective creativity'' diyordu Fransız, yani ''kollektif yaratıcılık''tan bahsediyordu. Bizim futbol literatürümüzde kendine geniş yer bulmuş 2 kelime. Kollektif oyun ve yaratıcılık... Kollektif futbol yani birlikte oynamak, takım olarak oynamak... Yaratıcılık, bireysel yaratıcılık, bir oyuncunun sahip olduğu özel yeteneklerle hücum atraksiyonlarına yön vermesi. Yani bizde kullanılan anlamıyla bu. İlk bakışta birbirine taban tabana zıt gibi görünen bu iki kelimeyi, birlikte kullanıp başarıdaki ana unsur olarak gösteriyordu Wenger.
Farklı şeyler anlatmaya çalışıyor elbet Wenger. Bireysel bir çabadan değil, takım olarak üretilen pozisyonlardan, takım olarak yaratıcı olmaktan, skora bu şekilde ulaşmaktan bahsediyor. Yani bizdeki anlamıyla Arda'nın topu alıp, 3 kişiyi geçip tek başına bişeyler yapmaya çalışmasından ya da Quaresma'nın kenardan topu alıp çizgiye kadar sürerek pozisyon yaratmaya çalışmasından ya da Alex'in 40 metreye attığı paslarla takımını pozisyona sokmasından değil. Zaten artık futbol hiç bir büyük oyuncunun takımını tek başına bir yerlere getiremeyeceği kadar farklı oynanıyor. Kim olursa olsun, şu an dünyanın tartışmasız en iyisi Messi de dahil olmak üzere. Barcelona'da sistemin içinde tarih yazan Messi, Milli takım forması altında elinden geleni yapmasına rağmen tek başına yetemiyor. Wenger de tam bunu söylüyor. Arsenal'in diğer büyüklere nazaran daha az görkemli isimlerle, daha sınırlı kadrolarla diğer devlerle aynı seviyede mücadele etmesinin altında yatan sırrı da bu sözlerle veriyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder