9 Mayıs 2013 Perşembe

Alkış Goygoyu

 12 Mayıs'da oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray maçı'nın kağıt üzerinde bir önemi kalmayınca yüce Türk Basını olarak gündeme getirdiğimiz yeni bir mevzumuz oldu, acaba Fenerbahçeliler, Galatasaraylı futbolcuları alkışlayacaklar mı?

 Birkaç soru-cevap üzerinden biz de konuya müdahil olalım;


- Diyelim ki Galatasaray bu hafta Kadıköy deplasmanı yerine Akhisar deplasmanına gidiyor, Akhisar taraftarlarından ve futbolcularından Galatasaraylıları alkışlaması beklenir miydi? Yada Akhisarlıların alkışlamaması toplum tarafından garip karşılanır mıydı? Bu durum neden Fenerbahçelilerden bekleniyor ki? Bir Anadolu takımının bile şampiyonu alkışlaması beklenmezken neden ezeli rakipten alkış beklenir, anlamış değilim..

- Bu alkış olayı üzerinden spordaki olgunluğumuzun seviyesinden şikayet eder durumdayız şu aralar. Daha rakip takımın stadına taraftar gönderemeyen takımlarımız varken, biz hangi alkıştan bahsediyoruz acaba? Deplasman yollarında biber gazıyla terbiye (!) edilen bir ecdadın çocuklarıyız ve sportmenliğimizden dem vuruyoruz, gömün beni bu ironinin dibine!

- Bir kereliğine İngiltere'de olmuş bir olay üzerinden neden bu noktaya bu kadar takıldık, onu anlamış değilim. Bizim coğrafyamıza, kültürümüze yakın ülkelerin hangisinde bu tarz olaylar görülmüş, ben çok merak ediyorum. İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin hangisinde bu alkış olayı görülmüş? Figo'ya atılan domuz kafasını, sahaya inen AEK taraftarlarını, Luz Stadı'nda ateşe verilen pankartları, meşale isabet eden kaleci Dida'yı ben çok net hatırlıyorum. Bu yazdıklarım üzerine bu olayları desteklediğim anlaşılmasın lütfen, anlatmaya çalıştığım, bize benzer ülkelerde de bu tarz emsallere rastlayamazsınız. Günümüz futbol coğrafyası ne yazık ki bu tarz hareketleri kaldıracak olgunlukta değil.

 Tüm bu noktalar, bu alkış beklentisinin aslında ne kadar saçma bir beklenti olduğunu çok net gösteriyor. Bizim tek beklentimiz güzel futbol olmalı, gerisini hep beraber bekleyip göreceğiz..


Saygı Notu: Bu olgunlukta biri vardı aramızda, başkanlığını yaptığı takımın sahada ezeli rakibinden yediği 6. golü alkışladı, başta Galatasaray taraftarları olmak üzere herkes kendisini deliler gibi eleştirdi.. Ruhu şad olsun..

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Rüya Gibi

 2012-2013 sezonu Galatasaray için adeta rüya gibi geçti. 30 hafta zirvede kalıp 2 hafta kala şampiyonluğu ilan etmek, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamak ve çeyrek finalde Real Madrid'i 3-2 yenmek bir sezon içersinde yaşanabilecek 'fazla' güzel şeylerdi..


 Sezon özetini şu zafer sarhoşluğunu atlattıktan sonra yaparız. Ancak unutulmaması gereken şey şu; önümüzdeki hafta prestij için de olsa bir derbi oynanacak. Yıllardır Saraçoğlu'nda galibiyete hasret bir takım var, hem de şampiyon apoleti ile karşı yakaya gidiyor bu takım. Amerikan filmlerinde dillere pelesenk olmuş bir replik vardır. Polis eskisi abilerimizi son bir operasyona ikna etmek için kullanılır bu düstur genelde: 'Son bir iş, sonra çiçekler içinde bir ev dostum!'

Eminim ki Terim de hafta boyunca öğrencilerine bunu anlatacak:  son bir iş, sonra huzurlu bir tatil..

19. şampiyonluğumuz herkese hayırlı olsun!