8 Temmuz 2012 Pazar

Murray'nin Suçu Ne ?

 2012 Wimbledon tek erkekler finali, pembe dizi tadında bir finale sahne oldu. Bir tarafta üç yıllık aradan sonra zirveye oynayan Federer, diğer tarafta kendi evinde kazanmayı çok isteyen Murray.

 Maç ayrıntılarına geçmeden önce, Murray'ye olan sempatimi açıklamak istiyorum. O kadar bahtsız bir kardeşimiz ki kendisi, Judy Murray gibi kontrol delisi, hırslı ve psikopat bir anneyle Ivan Lendl gibi tenisin gelmiş geçmiş en dominant  isimlerinden birinin hocalığı arasında sıkışmış durumda. Bu birliktelikten nasıl bir kariyer çıkacak, hep birlikte göreceğiz ancak 2012 Wimbledon'da bir peri masalı hikayesi yazmış olduğu kesin Britanyalı yeteneğin.

 Fedex'in kariyerinin en özel anlarından biriydi bu şampiyonluk. 7. kez Wimbledon'ı kazanarak Pete Sampras'ın rekorunu egale etti ve uzun bir süre sonra tekrar bir numaraya yerleşti.



Wimbledon, tarihine yakışır bir finale sahne oldu, darısı Olimpiyatların başına...

5 Temmuz 2012 Perşembe

Triple Double !

  2012 Avrupa Şampiyonası'nın başladığı gün sokaktan 100 kişi çevirseydik ve onlara ' İspanya şampiyon olur mu?' diye sorsaydık, 96'sı 'olur' diye yanıtlardı diye tahmin ediyorum. Ancak yarı final maçlarından sonra bu yüzdenin yarı yarıya düştüğünden de adım gibi eminim. Final maçına kadar tiki taka'ları ile tüm Dünya'yı çıldırtan İspanya, finaldeki muhteşem oyunu ile şampiyonada finale gelene kadar oynadığı 5 maçın final maçına hazırlık olduğunu cümle aleme gösterdi. Buyrun şampiyonanın 'en'lerine beraber bakalım:



En İyi Takım: İspanya

 Son üç büyük turnuvanın şampiyonu İspanya, tarihin gelmiş geçmiş en iyi takımı olduğunu gösterdi. Turnuva başında Barçalı ve Real Madrid'li oyuncuların yaşadıkları ufak sorunlar çabuk halloldu ve final maçındaki harkulade performansla tarihe geçtiler.

Turnuvanın Süprizi: İtalya

 Tüm otoriteler İspanya-Almanya finali beklerken, onlar yarı finalde Almanya'yı geçtiler ve finale geldiler. O tahminci otoritelerin bile kadrosunu ezbere sayamadığı İtalya, Prandelli önderliğinde harika bir iş çıkardı.

 Turnuvanın Hayal Kırıklığı: Hollanda

 İç çekişmeleri, kötü hoca yönetimi ile ölüm grubunu puansız kapatıp evlerine erken döndüler. Çanlar portakalar için brütel şekilde çalıyor !

Turnuvanın Centilmeni:  Iker Cassilas

 Finalin uzatma dakikalarında, asistan hakeme 'rakibe saygı, maçı bitirin' diyen İspanyol centilmeni Iker'e on numara beş yıldız verdik Bandiera's Blog olarak.

Turnuvanın En Güzel Golü:  Zlatan Ibrahimovic , vs. Fransa

http://www.youtube.com/watch?v=3ckNKehCoOU




Turnuvanın En İyi 11'i:

   Buffon

  Lahm
  Hummels
  Pique
  Coentrao

  Silva
  Pirlo
  Veloso
  Iniesta
  Ronaldo

 M. Gomez
   

O Maç: Trabzonspor 2 - Galatasaray 4


Yeniden dirilişin en önemli maçlarından biri. Bu maçı alamasak belki de şampiyon olamayacaktık.

İzleyemedim doğru dürüst bu sezonu, bu maç da onlardan biri. Nöbetteydim ilk yarı boyunca, vatan borcu diyorlar adına. Aklım fikrim hep maçta. Allahım diyorum, n'olur alalım şu maçı, başıma gelebilecek her türlü belaya razıyım. Bir nevi pazarlık. Nöbette çarpılayım komutana eğer 1-0 olsun bizim olacaksa. Neyse bitiyor nöbet. Eğer koşarak gidersem yayının olduğu yere 15 dkda oradayım, son 25 dkya yetişirim. Eğitimde 3000 m koşamayan vücudum için söz konusu Galatasaraysa gerisi yine teferruat oluyor. Postallarla, kamufalajla koyuyorum deparı. Nefesim kesilirken totem yapıyorum, eğer durursan alamayız bu maçı. Soluk soluğa içerdeyim sonunda, ekrana bakamadan son bir nefes alıyorum, Allahım diyorum nolur, 0-1 yazsın orada. 37 ekran tvye 5m uzaktan zar zor yer buluyorum. Skora bakıyorum inanamıyorum, 0-3 gibi geliyor. İnternet çağında o an oynanan bir maçtan bu kadar bihaber olmak enteresan geliyor size biliyorum ama renkdaşlarımın 3 defa kutlama yaptıkları dakikaları ben 1-0 için dua ederek geçirmiştim. Neyse, emin olamıyorum önce. Yeşilli kamuflajların arasında sarı kırmızı formalı birini görüyorum. tamam bizden bu. Kardeşim diyorum 3-0 mı, gözüm kesmiyor doğru mu? Anında anlıyor Galatasaraylı olduğumu, hangimiz anlamayız ki ilk anda Fenerliyi, Galatasaraylıyı? Öyle diyor kardeşim, 3-0 öndeyiz, özet geçiyor 2 Necati 1 Selçuk. Derken Colman 3-1 yapıyor. Hay amk diyorum ayağım uğursuzsa çıkayım, önemli değil. Cevap kara oğlandan geliyor. Sağdan yardıyor Eboue ve gol : 1-4.

İnsan kendini dinleyebildiğinde hislerine daha çok güveniyor. O an anlıyorum ki şampiyonluk geldi. 4-2 kazandık o gün. Daha Kadıköy'e çıkmamıştık. O gün emin oldum, yolun sonu şampiyonluktu.