4 Ağustos 2014 Pazartesi

Trabzonspor Kadrosunda Olma Hissiyatı

 Trabzonspor'un çiçeği burnunda hocası Vahid Halilhodzic, Avusturya kampının son hazırlık maçı olan ve 3-1 mağlubiyetle biten Augsburg maçından sonra, 2. döneminde - kısa süre olmasına rağmen- bizi alıştırdığı açıklamalarda bulundu:

 "5 yabancı ve 5 yerli oyuncuya ihtiyaç var. Bazı konular hakkında birileriyle konuşmama gerek yok. Trabzon'a gelmemin nedeni birincilik, getirdiğim oyuncu grubu buna müsait değil. Çok takviye yapmamız gerekiyor. Yabancı transferlerinde, bize hizmet ve kalite anlamında bir şeyler katabilecek oyunculara ihtiyaç var. Lig başlamadan yapmamız gereken çok çalışma var. Bu kadar kısa sürede bunların hepsini nasıl yapabileceğimizi, inanın bilemiyorum."

"Bu takım lige hazır değil, olmayacak"

Trabzonspor'un Cardozo ile anlaşmasıyla ilgili görüşleri sorulan Halilhodzic, "Sadece Cardozo değil 10 kişiyle daha görüşeceğiz. Bazı transferleri halletmek için zamana ihtiyaç var. O yüzden gece gündüz sürekli çalışıyoruz. Bazı şeylerde geç kaldık. Herhangi bir şekilde bu takım lige hazır değil, olmayacak. O yüzden çok sinirliyim" diye konuştu.  

 Şimdi kendinizi 2 dakikalığına Yusuf Erdoğan'ın, Mustafa Yumlu'nun, Özer Hurmacı'nın ve hatta Onur Kıvrak'ın yerine koyun. Dünya Kupası'nın kazanan hocalarından biri yeni sezon için başınıza geçiyor, heyecanlısınız. Kendisi takımla bir ay kadar bir süre geçirdikten sonra, kısaca 'Bu takımdan bi halt olmaz, komple değişiklik yapmak lazım.' diyor. Hali hazırda kadroda olan adamları hiçe sayıyor, bu adamlarla başarının imkansız olduğunu söylüyor. Siz, bu hoca için ne kadar koşarsınız? Ne kadar savaşırsınız? Onun verdiği taktiği ne kadar ciddiye alırsınız, o size bu kadar güvensizken? Velev ki 10 oyuncu alınamadı (ki bu ihtimal kuvvetle muhtemel) bu takımın başarısız olması kesin midir hocanın dediği gibi? 


 Halilhodzic, tespitinde haklı olabilir, ancak bu durumu basın önünde, oyuncularını hiçe sayarak belirtmesi en hafif tabirle kabalıktır. Tabi, kendisinin Cezayir'in başarısından sonra Trabzon'a ne kadar gönülsüz geldiğini cümle alem biliyor, belki kendisi erken bir ayrılık için bahanelerini oluşturmaya başlamıştır bile. 

 Sahi, görevde kaldığı sürece biri hükmen sadece iki maç kaybeden (GS-FB) Hami Hoca'nın, takımın başında kalması için daha ne yapması gerekiyordu? Turnuva dahilinde olmamalarına rağmen, Şampiyonlar Ligi'ni mi almalıydı? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder