14 Ekim 2011 Cuma

Hiddink'in Ruh Hali

17 Şubat 2010 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) yaptığı resmi açıklama, birçoklarını şaşırtmıyordu. Uzun süredir konuşulan nikah gerçekleşmiş, Hollandalı Guus Hiddink, Türk Milli Takımı'nın başına geçmişti.

Birçokları bu nikahtan çok memnundu. Ne de olsa Ulusal Takım Profesörü idi Guus Hiddink. Avustralya, Güney Kore gibi futbol ülkesi olmayan ekiplere dahi güzel futbol oynatmış ve onlarla başarılı olmuştu. Ancak kontratın süresi bile, Hiddink ile ilgili soru işaretlerini ortaya çıkarmıştı.



Hiddink, 2 yılı opsiyonlu 4 yıllık bir anlaşmaya imza attı. Bu bile, bu evliliğin nasıl zayıf temellere dayandığını gösteriyor. Bunun sebebini uzaklarda aramaya gerek yok. Yaşı el verenler, Guus'un PSV'de Avrupa Şampiyonu olduktan sonra 1990-91 sezonunda Fenerbahçe'de gördüğü muameleyi ve bir Beşiktaş maçından sonra kuyruğuna tenekeler bağlanarak gönderildiğini hatırlarlar.



Bu durumu hiç unutmayan Hiddink, kısa vadeli planlarla Milli Takım görevini kabul etti. Kontrattaki +2 kuralı dahi bunu göstermektedir. Her açıklamasında Türk Futbolcusunun fundemental eksiğinden dem vuran ancak bunu düzeltmek için herhangi bir çabasını görmediğimiz de Hiddink'tir. Bu durum, sadece yeni oyuncular yetiştirmekle sağlanmaz. Hiddink, alt yapı ile beraber gelişecek bir Milli Takım hayal etmelidir, ancak 90 tecrübesinden beri Türkiye'de böyle uzun vadeli planların yapılamayacağını fena halde iyi öğrenmiştir.



İşte bu yüzden Hiddink, kısa süreli planlarla hedefe ulaşmak istiyor. Güney Kore'de 2 yılda, Avustralya'da ise 1 yılda ulaştığı başarıların benzerlerine burada da ulaşmayı daha olası görüyor. Ancak atladığı nokta, Dünya 3. olduğunda dahi eleştirilen hocaların olduğu bir coğrafyada yaşıyor olması..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder