Bu parola ile yola çıkmak gayet mantıklıydı Türk Futbolu'nu yönetenler için. Sonuçta ortada bir başarısızlık ve miyadını doldurmuş bir jenerasyon vardı. Bu değişimi de genç bir teknik adamla yapmak makul bir seçimdi. Özellikle Avcı'nın U21 Milli Takımı'nın başında kazandığı başarılar da göz önünde bulundurulduğunda, seçim doğru gözüküyordu.
Ancak ne olduysa Hollanda maçından önce oldu. Köprünün altından sular aktı, ülkede şike depremi yaşandı, federasyonun başına ülkenin en başarılı futbol adamı (!) Demirören geldi ve belki de tüm bu olanlar Avcı'nın parolasının değişmesine (değiştirilmesine) sebep oldu. İmza töreninde 'yeni bir yapılanma'dan bahseden Avcı, Hollanda maçından hemen önce '2. olarak değil, direkt olarak şampiyonaya gidecek bir takım yaratacağız' açıklamasını yaptı. 'Yeni bir yapılanma ile yarışmacı takım yaratacağız' demedi mesela, direkt başarı endeksli bir hedef koydu önüne ve bu hedef için geçmesi gereken bir Hollanda Milli Takımı vardı. Romanya, Macaristan gibi takımları daha söylemiyorum bile..
'Yapılanma' parolasından 'acil başarı' parolasına geçen milli takım ne yazık ki güvenlik sorusunu unutarak sınıfta kaldı.. Bu başarısızlığı Semih'in hatasına bağlayanlara da sözüm şu: şu maça kadar toplam 6 (yazıyla altı) puan alan milli takımın tüm yükünü bu genç omuzlara yüklemek isterseniz, buyrun, hiç tereddüt etmeyin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder