Dün geceki Schalke maçının ilk yarısı bize Terim'in maça nasıl muhteşem hazırlandığını gösterdi. İlk maçtaki aynı oyuncuları kullanarak oynanan oyunu bu kadar değiştirmek tam bir sanat eseri oldu. Oyun içerisinde yapılan ve yapılmayan değişiklikler için ise aynı şeyi söylemek mümkün değildi açıkçası. 60. dakikaya kadar 'iyi oynayan takımı bozmama' kuralına sonuna kadar katıldığım Terim'in 60-90 arasındaki kararları çok yerinde bulduğumu söyleyemem. Ama Terim öyle sağlam hazırlanmış ki maça, turu aslında o hazırlığıyla bizlere getirmişti. İşte bu yüzdendir ki o jenerasyonda babamdan sonra en çok güvendiğim ve sevdiğim adamdır Fatih Terim..
96-2001 yılları arasında, benim jenerasyonumdakiler iyi bilirler. Şampiyonlar Ligi maçlarından bir gün sonra Türk Basını takip edilir, iki gün sonra ise Türk Basını üzerinden dış basının Galatasaray ile ilgili yazdıkları okunurdu. Günümüzde ise sosyal medya sayesinde bu romantizmi yaşayamıyoruz ne yazık ki. Bu ufak değişiklik haricinde her şey aynı, yine bir Avrupa Kupası maçı ertesi, yine sokakta yüzlerce insanda sarı kırmızı formalar, gazetelerde yine 'Fatih'in Aslanları' başlıkları ve yine benim mutluluğumun rengi sarı kırmızı, adı da Galatasaray..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder