1- Hafta içi oynamak gerçekten zor, hele de Arena gibi saçma konumlu bir stadda. Maça gelen bir çok taraftar Burak Yılmaz'ın golünü ancak evlerine döndüklerinde izleyebildi. İstanbul, iş çıkışı, trafik... Şehrin göbeğinde, binlerce ulaşım yoluyla gidilebilen rahat stadları doldurmak marifet değil bu şehirde.
2- Aslında bu notları tek kelimeyle bitirebilirdim: Drogba.
3- Drogba sanki istese tüm pozisyonlarda rahatça golü bulacakmış gibi de haksızlık olmasın, rakibin hevesi kaçmasın diye atmıyormuş gibi.
4- Hakan Balta'nın şansını defalarca zorlayarak Riera'dan sol bek yaratması gibi, Dany de Gökhan Zan'ı ilk onbire monte etmek için uğraşıyor. Takımdaşlık duygusu yüksek olmalı.
5- Gecenin adamlarından biri de Yekta. Son derece karakterli bir oyuncu. Bu sezon nasıl Gökhan Zan ve Sabri, sürekli yedek kalmalarına rağmen şans bulduklarında takır takır oynadılarsa, dün de Yekta öyle oynadı. Çok akıllıydı ve basit futbolun güzelliğini izletti.
6- Yönetim çıksa kombine alan taraftara "arkadaşlar o kombineler Sneijdersiz, Drogbasız takımaydı, 50 - 100 ne varsa çıkın" dese, şu Drogba'yı izleyen herkes düşünmeden verir.
7- Takım yıldızlarla dolup Hamit'in üzerindeki baskı azalınca, o da rahatladı, onu seven bizler de. Maçın ikinci yarısında tek başına şov yaptı adeta.
8- Sekizinci maddeyi maestroya ayırdım, özel olarak. Bu sezon da en çok "formanın arkasına ismi yazdırılacak oyuncu" Selçuk İnan.
9- Sabri Sarıoğlu öyle yürekten oynuyor, öyle can siperane ki, sırf maç başı alsın diye oyuna girmesini istedik, sanki bizim cebimize giriyor. Helal olsun kaptana.
10 - Elazığspor kadro kalitesi olarak ligin en düşüklerinden, farkları hocalarının iyi olması. Yılmaz Vural kimlik getirdi takıma.
11- Köksal Yedek muazzam bir oyuncu, farkını koydu ortaya. Ligde başaltı takımların hepsinde gözü kapalı oynar.Ayrıca fiziği çok kötü olsa da Serdar Gürler'i de çok beğendim. İlk kez canlı izleyebildik bu oyuncuları. Sakat olmasaydı da Adem Alkaşi'yi de izleyebilseydik.
12- Bilica artık yavaş yavaş Rio'ya uçak bileti bakmaya başlasın. Rıdvancığımın tabiriyle, onu gibi 50 tane adamı birinci ligde bulurum. Bi 20 tane de ikinci ligden çıkar zorlasan. Bireysel hataları maçı yarım saatte bitirdi. Yabancı kontenjanının iyice önem kazandığı şu ligde tutunması bence çok çok zor artık.
13- Ümit Davala 75.dakikada Yekta - Aydın değişikliğiyle 4-3-3'e döndü. Sormak istiyorum kendisine, ne gerek vardı? Burak'ı sola hapsetti. O dakikalarda niye sistem değiştirir ki takır takır oynayan takım? Yerleşim esnasında bir gol yesek, panik dakikaları başlayacak. Ümit Hoca'nın bu sezon bulduğu fırsatları iyi değerlendiremediğini düşünüyorum.
14- Aslında başlı başına ayrı bir yazının konusu da Melo. Felipe Melo ikinci yarı kendini buldu. O Beşiktaş maçındaki tükürük vakası nedeniyle dört maç cezayı almasa çok daha erken gösterecekti bunu. O mevkide o tarz bir oyuncu, dünyada bir elin parmaklarını geçmez. Hem çok iyi bir kesici olacaksın, hem savaşacaksın, hem lider ruhlu olacaksınız, hem de muazzam bir tekniğiniz ve hücum gücünüz olacak. Bu saydıklarımın yarınısı yapan Diarralara milyon eurolar dökülüyor dünya futbolunda. Eksisi, herkesin aklında olan ama dile getirmekten çekindiği o soru, "ya bonservisini aldığımızda yine yatmaya başlarsa?" İş o nedenle, sezon öncesi kampının ilk gününe kadar mutlak suretle bitmeli bu transfer, ya da ön liberoya her gelenin Melo'yla kıyaslanmaya başlayacağı yıllara hazırlanmaya başlayalım.
15- Drogbayla başladık, Drogbayla bitirelim. Resital sundu adeta, çok formda. Kadıköy'de büyük işler yapacak. O maçı bu denli rahat bekliyorsak, sayende büyük reis.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder