4 Nisan 2013 Perşembe

Son Gibi Gözüken Başlangıç

2012 - 2013 sezonu Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final'inde Real Madrid', Galatasaray'la eşleşmeden önceki olası rakiplerine bir göz atarsak,

 Real Madrid - Juventus
 Real Madrid - Barcelona
 Real Madrid - Bayern Münih
 Real Madrid - Malaga
 Real Madrid - Dortmund
 Real Madrid - PSG

 Yukarıdaki eşleşmelerin hangisinde Real Madrid'in rakibi, Madrid'e karşı mutlak favoridir sizce ? Barcelona deseniz, son zamanlardaki Real - Barça eşleşmelerinden yola çıkarak kimin favori olduğunu görebilirsiniz. Bayern deseniz, Real'in ligde havlu atmasının sonucunda oluşan motivasyondan dolayı yine Real'i bir adım önde görmeniz gerekir. Juve, Malaga, Dortmund ve PSG'ye karşı mutlak favorinin Real olduğu da su götürmez bir gerçektir sanırım. İşte bu sebeplerden dünkü maçın doğal favorisi Madrid'di tabi ki, biz ise zoru ümit ettik aslanlardan.

 Benim gibi pollyanna taraftar olmanıza bile gerek yok. 2 yıl önce dibe vurmuş bir Galatasaray'dan bahsederken şu anda Avrupa'nın en büyük liginde son sekiz takımın arasına kalmış bir Galatasaray'dan bahsediyoruz. Hatırlarsınız, 96'dan itibaren Galatasaray bu seviyelere 4-5 senelik bir Şampiyonlar Ligi tecrübesinden sonra gelmişti ekip olarak. O anlata anlata bitiremediğimiz, 2001'deki Real maçı Galatasaray tarihinin en başarılı dönemine denk geliyor dikkat ederseniz.


 Dün maç özelinde de beni gelecek umutlandıran birçok konu vardı. Özellikle ilk yarıda hücumda çok iyi organize olan bir Galatasaray gördük, biraz becerikli ve şanslı olsaydık atacağımız bir golle rakibin dengesini bozabilirdik. İkinci yarıya 3-5-2 denemesiyle başladı Terim. Bu hamleyi ondan başka kimse yapmaya cesaret edemezdi tabi ki, defansif anlamda işe yarar bir sistem olarak gözükse de hücumda ne yazık ki ilk yarıdaki başarımızı ön plana çıkartamadık. Bir de hakemin Real Madrid isminin altında ezildiğini kanıtlarcasına verdiği kararlar eklenince mağlubiyet de kaçınılmaz oldu.

 Dün Madrid'de çatır çatır top oynadı Galatasaray, özellikle de ilk yarıda. 'Abi Ronaldo nasıl ezdi Eboue'yi, Semih'i, adamlar uçuyor resmen !' dediğimiz bir an olduğunu hatırlamıyorum ki tam bu nokta benim en sevindiğim noktadır. Bu seviyelerde tecrübe kazandıkça daha başarılı olacağız, çünkü yetenek olarak rakiple aramızda inanılmaz uçurumlar yok. Kadro derinliğini arttırırsak, örneğin dün kötü oynayan Sneijder'in yerine düşünmeksizin koyabileceğin bir oyuncun olduğu zaman performans daha da artacak.

 Uzun yıllar bu seviyelerde kalmak çok önemli, Şampiyonlar Ligi müziğini her sene Arena'da çınlattığımız sürece, elbet sonunda yarı finaller de göreceğiz, kupayı da kaldıracağız..

 Daha önce aynı liderle, adım adım o seviyelere ulaşmıştık. Şu an aynı lider çok şükür ki yine başımızda ve geçen yıl itibariyle aynı süreç yine başladı, önemli olan şartlar ne olursa olsun aynı yolda kararlılıkla yürümektir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder