Türk futbolunda son yıllarda yaşanan olumlu bir gelişme, ligimizin yabancı kalitesinin yavaş yavaş da olsa artmaya başlaması. Galatasaray'ın 4 sene üst üste kazandığı şampiyonluklarda Hagi'nin, Popescu'nun, Taffarel'in muazzam katkılarıyla rakiplerin onlarla baş etme yolunda kadro kalitesini arttırma çabaları bu sonucu doğurdu. Prekoların yerini Anelkalar, Ohenlerin yerini Carewler, Marcioların yerini Jardeller, Coulibalylerin yerini Babangidalar Makukulalar almaya başladı. Bu durumun gol krallığı tablosuna yansımaması tabi ki olası değildi. Zira ilk 48 yılında sadece 2 yabancı gol kralı (1983/84 Tarık Hocic - Galatasaray (16 gol) ve 1995/96 Şota Arveladze - Trabzonspor (25 gol)) çıkarabilen ligimiz, son 4 sezonda 3. yabancı kralını çıkarmaya Ariza Makukula ile hazırlanıyor. Kongo asıllı Portekizli bu sezon gösterdiği üstün performansını taçlandırmak üzere. Son 3 haftaya girerken attığı 20 golle en yakın rakipleri Gaziantepsporlu Julio Cesar'ın 7, Beşiktaşlı Bobo'nun 8 gol önünde.
Yabancı sayısını serbest bırakma - kısıtlama tartışmaları süredursun, galiba kulüplerimiz artık önemli olanın sayıdan çok kalite olduğunu idrak etmeye başladılar. Zaten geçtiğimiz günlerde rastladığım bir söyleşisinde UEFA asbaşkan Şenes Erzik bu soruya, "eğer Hagi gibi yabancı getireceklerse 10 tane getirsinler elbette, önemli olan kalite" şeklinde cevap veriyordu. İngiltere gibi yabancı konusunda oyuncuların ülke milli takımında sürekli oynama zorunluluğu gibi kriterler koyacak maddi güce sahip olmadığımıza göre, tek yol kulüplerimizin bilincinin artması. Ariza Makukula'nın bu olası krallığı, umarız bu artışa ivme kazandıracak bir gelişme olur da Lukunku, Nartallo, Coulibaly ve benzerleri sadece eski günleri yad ettiğimiz sohbetlerde kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder