1 Mayıs 2010 Cumartesi

UEFA'da Yarı Final Gecesi



Ev sahibinin elendiği gece finalin adı belli oldu: Atletico Madrid - Fulham. Sezon başı, ya da Şampiyonlar Ligi'nden gelenler belli olduktan sonra kimsenin tahmin edemeyeceği bir final adı kondu böylece. Geçtiğimiz sezonun Premier Lig 7.si Fulham 3. ön eleme turunda başladığı rüya gibi yürüyüşüne devam etti. Londra'nın en eski takımı, kurt hoca Roy Hodgson yönetiminde 3.ön elemede Vetra (Litvanya) ve play off turunda Amkar Perm'i (Rusya) eledikten sonra CSKA Sofya, Basel ve Roma'nın bulunduğu gruptan 2.olarak çıktı. 2.turda son şampiyon Shakhtar Donetsk'i, 3.turda unutulmaz 4-1'lik rövanş ile Juventus'u, çeyrek finalde Wolsburg'u, ve nihayet yarı finalde de Hamburg'u geçerek finale yükseldi. Bu onların tarihindeki en büyük başarı.

Maçta bizim de temsilcimiz vardı. Hakem Cüneyt Çakır neredeyse hatasız bir maç yönetti. Hamburg ilk yarıyı Mladen Petric'in golüyle 1-0 önde kapattığında Fulham'a final için 2 gol gerekiyordu. İngilizler maçı bırakmadı ve 7 dakika içinde buldu gereken skoru. Goller Simon Davies (dk. 69) ve Macar golcü Zoltan Gera (dk. 76).
Hamburg hafta sonu teknik direktör değiştirmenin bedelini ödedi belki de. Dere geçerken at değiştirimez ama Bruno Labbadia'nın da onları uçuruma sürüklediği bir gerçekti. Sonuç olarak, Petricli, Nistelrooylu ev sahibi artık kupada yok.



Anfield Road'da ise nefesleri kesen, 90 dakikaya sığmayan bir maç izledik. 44'te Aquliani ile öne geçti Kırmızılar ve 90 dakika böyle sona erdi. Mascherano'nun sağ bek, Glen Johnson'un sol bek olduğu garip bir Liverpool sahadaydı. Uzatmalar hızlı başladı. 95'te Yossi Benayoun skoru 2-0'a getirdi ve o andan itibaren tüm ekranları başındakiler ve Anfield Road Atletico'yu izlemeye başladı. Kaybedecek birşeyi kalmayan Quique Sanchez Flores ön libero Paulo Assunçao'yu çıkarıp forvet Jurado'yu oyuna aldı. Dalga dalga gelmeye başlayan Madrid atakları kısa sürede sonuç verdi ve Reyes'in harika pasında Forlan skoru 2-1'e taşıdı. Gerek yanlış yönetim politikları, gerekse Rafa'nın transferde yıllardır süregelen hatalarına bu maçta Torres'in sakatlıkları eklenince, Liverpool'un kadro zayıflığı ve çaresizliği bu dakikalarda ortaya çıktı. Bu sene genelde kopmuş maçlarda oyuna giren ve oynadıkları maç sayıları
bir elin parmaklarını geçmeyecek El Zhar ve Pacheco uzatma dakikalarında Liverpool'da kurtarıcı olarak oyunca giren oyunculardı. Zaten o dakiklarda Liverpool'un inançsız görüntüsü yansıyordu sahaya. Neticede elendi Kırmızılar. Tabi bir İngiliz finalindense İspanyol-İngiliz finali tercih edilir.

Atletico'nun finale geliş hikayesiyle bitirelim postu. Şampiyonlar Ligi playoffunda Pana'yı 3-2 ve 2-0 yenerek lige girdiler fakat bu sezon için Kupa 1'deki son galibiyetleri oldu bunlar. Chelsea, Porto ve Apoel Nicosia'nın olduğu gruptan 3 beraberlik, 3 mağlubiyet alarak 3. çıktılar. UEFA Avrupa Ligi 2.turunda temsilcimiz Galatasaray'ı 1-1 ve 2-1'lik skorlarla geçtiler. Bu noktada herkesin ah o İtalyan Caner'in pozisyonunda penaltıyı verseydi, belki şu an Galatasaray'ı okuyorduk dediğini duyar gibiyim. Neyse, 3.turdaki rakip Sporting Lizbon'u ve 4.turdaki rakip
Valencia'yı aynı kombinasyonlarla, içerde 0-0, deplasmanda 2-2 ile geçtiler. Yarı finalde ise Liverpool'u eleyerek finale yükseldiler.

Final 12 Mayıs 2010'da Hamburg'ta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder