29 Haziran 2010 Salı

Aykut Kocaman


Aykut Kocaman ile ilgili ne okursanız okuyun, kime sorarsanız sorun mutlaka efendiliğinden dem vuracaktır. Futbolumuzda gittikçe azalan, özlenen karateristik özelliklerinin hepsine sahip ve bu özellikleriyle o estetik golcülüğünü bile geride bırakmayı başarabilen ender kişilerdendir.

1965 yılında, sonradan Fenerbahçe'de grubunu da kurmakla suçlanacağı Sakarya'nın, Geyve ilçesinde doğmuştur. Küçüklüğünde jimnastiğe merak salsa da, futbol tanrıları devreye girmiş, bizleri onun golcülüğünden mahrum bırakmamak için onu dönemin futbolcu fabrikası Sakaryaspor'a emanet etmiştir. 1984-88 yılları arasında forma giydiği Sakaryaspor'da 2.Lig'e düşmenin üzüntüsünü de, 1.Lig'e yükselmenin sevincini de, ve hatta Fenerbahçe'yi 5-1, Beşiktaş'ı 4-0 yenerek Türkiye Kupası'nı kazanmanın gururunu da yaşamıştır.

1988 yılı sonunda, daha sonraları çoğu kez kader ortaklığı edeceği Oğuz Çetinle birlikte Fenerbahçe'nin yolunu tutar. Henüz ilk sezonunda Fenerbahçe 103 gollü efsanevi şampiyonluğunu elde ederken, Aykut da bu 103 golün 29'una imzasını atmış, ve krallık tacını takmıştır. Geyve'den çıkan bu fiziği küçük, ama aklı Kocaman golcü, Türkiye'nin zirvesindedir artık. Krallıklarını bununla sınırlandırmaz, 1991/92'de 25, 1994/95'te ise 27 gol kaydederek 2 kez daha erişir bu mutluluğa.

Ertesi sezon, tüm bu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştıklarımızı özetleyecek bir demeç sonucunda, pek de haketmediği şekilde veda eder Fenerbahçe'ye. 5 Mayıs 1996'da, sezonun şampiyonluk maçında Trabzonsporla Fenerbahçe Avni Aker'de karşı karşıya gelir. Beraberliğin bile Trabzonspor'u şampiyonluğa taşıyabileceği maçta, Bordo-Mavililer Abdullahla öne geçmelerine rağmen skoru koruyamaz ve Oğuz ile Aykut'un gollerine engel olamaz. Maçtan sonra mikrofonları uzandığı Aykut, maç sonunda intihar eden Trabzonlu taraftara da değinerek, "Bütün sezon uğraşıyorsunuz, bütün emekleriniz tek maçla heba oluyor. Kendi galibiyetimize seviniyorum, ama Trabzonlu arkadaşlarım için de üzülüyorum. Trabzonsporlu futbolcu arkadaşlarımın şu an yerinde olmak istemezdim. Hiçbir şampiyonluk insan hayatından daha değerli değildi. Türkiye'de başarının ölçüsü birinci olmak. Bu, yanlış. Şu anda yenildikleri için Trabzonsporlular aşağılanacak. Ama biliyoruz ki onların yerinde biz de olabilirdik" sözleriyle futbolumuzda alışkan olduğumuz fanatizm ve şovenizm kokan demeçlerden uzak durmak bir yana, sağ duyunun, efendiliğin ve centilmenliğin ne olduğu bizlere gösterir. Fakat bu topraklarda yapılan her iyi hareket gibi bu da cezasız kalmaz. Sezon sonunda şampiyonluğun kahramanları Oğuz ve Aykut, dönemin başkanı Ali Şen tarafından, takımda "gruplaşma"ya yol açtıkları gerekçesiyle gönderilir. Fenerbahçe'de ardında, 228 maçta 124 gol bırakmıştır.

Yeni durağı İstanbulspor'dur usta golcünün. İnönü Stadı'nda İstanbulspor formasıyla Fenerbahçe taraftarının önüne ilk çıktığı maçta, başkana nazire yaparcasına 30 bin taraftar tarafından sevgi gösterileriyle tribünlere çağrılır. İstanbulspor'da kariyeriyle ilgili önemli dönüm noktaları yaşayacaktır. 3 gol attığı bir Trabzonspor maçında 200'ler kulübüne 5. sıradan girer. İlerleyen yıllarda önce antrenör futbolcu, sonra teknik direktörlüğe uzanır.

Teknik direktörlük kariyeri ise zorluklar içinde, ama başarıyla start alır. Maddi açıdan iflasın eşiğine gelmiş kulübü uzun süre ayakta tutar. Futbolcular aylarca para almadan oynarken, nedenini "Aykut Hocaları'na bağlılıkları" olarak açıklayacaklardır. Fakat Aykut Kocaman, bu durumun yönetim tarafından kanıksandığını ve bu nedenle hiçbirşey yapılmadığını görerek devre arasında istifa eder. Fakat sezon sonuna kadar hiçbir kulüple anlaşmaz, oyuncularını satmaz.

Sonrasında ise sırasıyla Malatyaspor, Konyaspor ve Ankaraspor'u çalıştırır. Ardından yuvasına, futbolcu ceketini astığı Fenerbahçe'ye önce sportif direktör, ve nihayet bu sezon teknik direktör olarak geri döner.

Aykut hiç bir zaman sert oyunun, ağları delercesine vurulan şutların öznesi olmadı. O hep akıl dolu plaselerin, ince vuruşların sahibi oldu. Ama daha önemlisi, tüm futbolseverlerin saygısını kazanmayı başarabilen, futbolumuzun yüzaklarından biri olmayı başardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder